Aslında yazının başlığını, “Hocalıktan Öğrenemediklerim” diye atacaktım. Düşününce, öğrendiğim şeyin kaynağı belli ama, öğrenemediğim şeyin nereden öğrenilememiş olduğu sorusunun cevabı olamayacağını farkettim. Hocalıktan öğrenmediklerim var tabi ama, konu o değil. Girişi fazla uzattık, işte giriş bu.
Hayatını esas olarak korkunun yönettiği insanlar olduğunu öğrendim. Ama neden buna izin verdiklerini öğrenemedim. Yeterince korkarlarsa, başlarına bir şey gelmeyecek mi? Ölmeyecekler mi? Korkunun ecele faydası var mı? Bunu öğrenemedim.
İnsanların başkasına dediklerini yaptırma merakının sebebinin, onların aklına güvenememek olduğunu öğrendim. Ama, neden başkasının, hatta hiç kimsenin aklına güvenemediklerini öğrenemedim. Dünyada kendilerinden zeki, bilgili, basiretli insan olmadığını mı düşünüyorlar? Buna kendilerini nasıl inandırıyorlar, onu öğrenemedim.
İnsanların, başkalarında tehdit algılamalarının esas sebebinin, kendilerini zayıf, dezavantajlı, eksik hissetmeleri olduğunu öğrendim. Ama, bu tehdit algısının sonucu olarak, neden herkes için zararlı olacak işleri yapmakta ısrarlı olduklarını öğrenemedim. Körlükten mi, aldırmazlıktan mı, vicdansızlıktan mı, öğrenemedim.
İnsanların çoğunun önemli miktarda cahil olduğunu öğrendim. Ama, bu cehaletlerinden sıyrılmak için neden en ufak bir efor göstermediklerini öğrenemedim.
İnsanların “aidiyet” ihtiyacı olduğunu öğrendim. Ancak, bir grubun parçası olmak itibarıyla, neden diğer gruplardan daha üstün olduklarını iddia etmek eğiliminde olduklarını öğrenemedim. Bunun saçma olduğunu anlamadıklarından mı? Başka grup üyelerinin de aynı düşündüğünü göremediklerinden mi? Yoksa, hiçbir düşünceye eleştirel yaklaşmayı bilmediklerinden mi olduğunu öğrenemedim.
Kendim, ne mal olduğumu öğrendim. Ama neden bu mala uygun bir şey yapamadığımı öğrenemedim.
Öğreneceğim.
paslanmaz çelik sabunluk der ki
Bilgileriniz çok ilginç.